Delhi-Agra-Mine Karahan Taner
December 25, 2011Kalkuta-Ezgi Eylem Üskül
January 3, 2012Khajuraho-Varanasi-Pırıl Yay
“Varanasi cok uc, ekstremdi… simdiki aklim olsa kesinlikle Hindistan gezimin sonlarina birakirdim… Orayi gordukten sonra Hindistan’in kalanini gezmek icin hevesim kalmadi, muhtemelen buradan Delhi’ye gecip oradan da direkt ayrilacagim bu ulkeden” Bu sozleri Agra’daki hostelde muhabbet ettigim Brezilyali cocuktan duyduktan sonra siradaki sehrimiz icin biraz endiselendim… Yaa goruntuler, kokular anlattiklari kadar kotuyse diye… Neyse dedim Amritsar ve Tac Mahal’in etkileyiciliginden sonra bir de Varanasi’nin pis iticiligini gorup, 3 gun sonra da Kalkuta’dan Malezya’ya gececegiz nasilsa… Ustelik Agra ile Varanasi arasinda mini bir duragimiz daha olacakti: Khajuraho.
Boylelikle bir aksam uzeri treni ile Tac Mahal’li Agra’ya veda edip aktarma istasyonumuz Jhansi’ye dogru yola ciktik. Jhansi ozellikle gormek istedigimiz bir sehir degildi, ama Agra’dan direkt Khajuraho treninde yer kalmadigi icin en uygun aktarma ve bir gece uyuma molasi olarak Jhansi’ye gelip, bayagi ilkel otelimsi (!) bir yerde uyuduk. Ertesi gun ozel bir taksi tutarak 5 saat mesafedeki Khajuraho’ya geldigimizde saat aksam uzerine variyordu bile. Klasiklesen hareketimiz ile hizla cantalari tren garinin bagaj emanet bolumune yerlestirip, buraya ugrama sebebimiz olan tapinaklar bolgesine gittik. UNESCO dunya mirasi sayilan yerleskede, yaklasik 20km2ye yayilmis, 950-1050 yillari arasinda insa edilmis 80 kadar tapinak bulunuyor. Hindu tapinak mimarisindeki en gelismis, en iscilikli yapilarin oldugu bolge aslinda turistik ununu biraz da bu tapinaklardaki erotik kamasutra figuru islemelere borclu. Muze alani hem cok temiz hem de guzel duzenlenmisti, Hindistan’da baska yerde gormedigimiz kadar Japon turisti burada gorduk; herhalde dedik kamasutra meraki:) 2 saatte oren yeri gezimizi bitirip turistik esya satan dukkanlara ve yeme icmeye verdik kendimizi, cunku Varanasi trenimiz geceyarisina dogru kalkacakti… Ve bu arada da artik alisageldigimiz uzere usuduk, usuduk, usuduk…
Khajuraho’dan Varanasi’ye gidecegimiz gece treninde yerimiz yine AC3 sinifti, ve evet yine dogru isitmali, battaniyeli, temiz olanlardi… Sonunda Hindistan’da binmemiz gereken trenleri tamamen cozmus bulunuyorduk ama zaten bu arada ulkeyi guneyden kuzeye batidan doguya donarak katetmistik… Vagonumuzda neredeyse hicbir Hintli yoktu, tamamen bizim gibi turistlerin, sirtcantalilarin oldugu son derece konforlu bir vagondu. Misil misil uyuyup, kalkinca sabah kahvaltimizi edip, kompartmanimizdaki Uruguayli ve Ispanyollarla muhabbet edip Varanasi’ye vardigimizda oglen olmustu. Trenden indigimde koku ve kalabalik diger sehirlerden biraz daha fazla gibiydi, ama oyle anlatildigi kadar da abartili gelmedi bana… Artik burnumuz inek, tezek ve her nevi insan teri, diskisi, aci baharat kombinasyonu kokuya bagisiklik kazanmisti sanirim. Hemen bir riksa ile anlasip Goudaulia bolgesindeki hostelimize giderken yolda arac, riksa, motor, bisiklet, insan, inek, okuz, dilenci, seyyar satici, vb. Uzerime uzerime geldiler ama olsun 30 saat icinde Kalkuta ucaginda olacaktik, hem garip bir sekilde sanki Ganj Ana beni cagiriyordu…Evet ya, Varanasi’ye okuyup, duyduklarimdan bagimsiz, onyargisiz kendim bakacaktim.
Varanasi Ganj kiyisinda kurulu Hindistan’in en kutsal sehri, baba tanri Siva’nin da sehri ayni zamanda. Yokedici de olan Siva burali oldugundan Varanasi’de olmek bir Hindu icin varilacak en ust mertebe. Hindu hacilar buraya gelip Ganj’a girerek gunahlarindan ariniyorlar, ya da bir olu burada yakilip kulleri Ganj’a serpilebilirse ruhunun tamamen ozgurlestigine inaniyorlar. Ganj o kadar kutsal ki, ayaginizin ucunu bile sokmaya cekineceginiz kirlilikteki nehrin kiysinda yikaniyorlar, iciyorlar, dislerini fircaliyorlar, ve turlu hareketlerle ilahilerle suyun icinde ibadet ediyorlar. En carpicisi da Ganj kiyisinda kurulu Ghat denilen suya merdivenle inilen tapinaklarin kimilerinde gun boyu surekli olmus insanlar yakiliyor
Hostele gidip terasinda birseyler atistirdiktan sonra, kendimizi Ganj’a dogru saldik. Yurudugumuz caddeden en merkezi Ghat olan Dasaswamedh Ghatina cikacaktik. Bu yol boyunca yururken, pazarin icinden gecerken, gercekten sikilan, daralan biri olsa nehre varamaz. Yururken insan, bisiklet, tezgah, motorsiklet, inek, kopek, cop yigini, vb. her nevi seye carpa carpa ilerleniyor. Biz ise Hindistan’daki 4. Haftasinda kidemliler olarak azimle Ganj’a vardik. Nehre girenleri ve merdivende oturanlari izledikten sonra Ezgi ile aksam 6’da olacak Aarti torenlerine kadar bir Yoga dersi aramaya karar verdik. Yerel hanutcu bir abinin destegi ile 2. girdigimiz Yoga salonunda bir ders ayarladik, ve gercekten de bir bucuk saat boyu tum omurgamizi actik. Bu ders Rishikesh’tekine gore daha zorluydu. O esnada Mine’de istedigi gibi bir pastanede istedigi gibi kocaman bir sandvic ve kahve ile ayri bir mutluluga eriyor, Sinan ise Jhansi’den beri duzelemeyen netbookun tamiri ile ugrasiyordur.
Gun batiminda Aarti (Ganji Kutsama) torenleri acikcasi cok da cekmiyordu beni, Haridiwar’daki gibi birsey olur diye bekliyordum. Ama Varanasi’deki cok daha torenli, ilahili, bir gurup gencin dans, ates gosterili, canlari calmali bir versiyonu cikti. Iyi ki beklemisiz degdi diyerek aksam otele donduk. Ertesi gun icin sabah gun dogumuna tekne turumuzu ayarlayip saati sabahin 5’ine kurarak erkenden uyuduk.
Sabah biraz soylene soylene uyandim; ne zaman bitecekti bu gundogumunda bir yerlere yetismelerimiz… Hem de o kirli Ganj’in uzerinde muhtemelen kokusmus bir sandalda sabah sabah usuyecektik… Gercekten de tekneci gecikti, nehire riksa ile degil yuruterek goturdu, sandal biraz kucuk gorunuyordu gibi klasik aksiliklerin yaninda; Ganj’a varinca su gundogumunda hic de kirli ve kotu gorunmedi gozume… Hatta bir an once suya acilma istegi uyandirdi. Bizim sandalci cocuk yavas yavas kurekleri cektikce ve kiyidan uzaklastikca iyi gelen, adini tam koyamadigim duygum daha da artti… Varanasi hic de anlatildigi gibi kotu degildi!
Hava lacivert gri karanliktan pembe mavi aydinliga gecerken biz de yaklasan teknemizden “Olu yakma ghat”indan yukselen dumanlar ve atesi gorduk. Tekneci genc yavas yavas olu yakma surecini anlatmaya basladi uzaktan ve yaklasinca fotograf cekmememiz icin tembihledi; ama ben oraya gitmek istiyordum atesin yanina. Toplu tekne turu degil dordumuze ozel tekne oldugu icin karaya cikmamiz mumkun olabilecekti. Ezgi de istekliydi, Sinan daha once gordugu icin biraz emin olamadi, kotu olur muyuz diye endiselendi. Mine direkt “ben cikmam Ghata, suda teknede beklerim sizi” dedi.
Yasli bir amca bizi Ghat’in iskelesinde karsilayip anlatmaya basladi. Bu arada bende hicbir huzursuzluk yoktu, hatta bir an once atese yaklasip yanan bedene varmak istiyordum. Koku, is, duman, rahatsiz etmiyordu. Ghat Amcasi anlatti: “Burasi aglanma, sizlanma yeri degildir, mutlu olun… Varanasi’de yakilmak bir Hindu icin en yuce sey buyuk sanstir…Oluyu varsa kocasi yoksa ailenin buyuk oglu buraya getirir, kendisi beyazlar giyip saclarini sadece tepede minik bir tutam kalacak sekilde kazitir…
Once olu beden Ganj’da yikanir ve giydirilir _giysinin disindan kadin mi erkek mi oldugu anlasilmazmis_ sonra ailenin maddi durumuna gore bir agactan _en pahalisi sandal agaci_ odunlarla atesin alt yatagi hazirlanir… Olu yakma Ghatinda calisan herkes Hindistan’in en alt ‘dokunulmazlar’ kastindan oluyor… Odunlar hazirlanip beden odundan yataga yerlestirilince yine buyuk oglan Ghatin icinde asla sonmeden surekli yanan kutsal ‘sonsuz ates’ten alarak mini bir mesale ile gidip olusunun altindaki odunlari tutsturuyor ve beden yanmaya basliyor…bir beden yaklasik 3 saatte yaniyor…erkeklerde en son kaburga gogus kafesi, kadinlarda da legen kemigi kaliyor… Normal bir insane 300 kilo kadar sismanlar 2 katina kadar fazla kiloda odunla yakilabiliyor… Olu yakma bolgesine sadece erkek akrabalar girebiliir kadin akrabalar alinmaz… Odun atesi zayiflarsa atesi koruklemekten gorevli dokunulmazlar gelip atesi harlarlar…3 saatin sonunda kalan kuller Ganj’a dokulup son olarak Ganj’dan bir kova su atese getrilip tamamen sondurulur… iste o anda ruh tamamen ozgurlesip huzurla bu dunyadan ayrilir… Sadece Hindular degil her inanctan isteyen yakilabilir…Sabaha karsi dortte tum tanrilar Ganj Anaya gelir o zaman biz de suya girip ariniriz, gun baslar… Iste sonunda geziniz bitip ulkelerinizde donmek istediginiz evleriniz, size bekleyen isleriniz, arabalariniz, hayalleriniz, arzulariniz… Herkes icin hepsi bu ateste son buluyor ve herkes aynilasiyor… Mutlak Gercek….”
Bir yandan amcayi dinleyip bir yandan onumdeki atesin icinde sadece kafatasi ve vucudunun bir yaninin belden yukari kalmis catir catir kuculen bedene bakarken ve cevredeki olu yakini, gorevli, izleyici vb. herkesi hissederken garip bir mutluluk duygusu geldi. Yine garip bir sekilde olmus kisi icin uzulmedim, hic te o Ghattaki en zavalli kisi gibi gelmedi bana, hatta sanki bizden daha ayricalikli o anin icinde daha sansliydi… Herseyin sifirlandigi, mutlak gerceklik anina sahit oluyordum ve bu bende bir tedirginlik korku degil garip bir huzur yaratiyordu.
Dogru ya da yanlis Ghat Amcasinin sehirdeki yasli ve duskunleri olumu beklemek icin toplayip getirip yan binada baktigini soyledigi organizasyonlari ve fakirlerin yakilabilmesi icin gereken odun icin hibe olarak Hindistan’da verdigimiz en yuksek bahsisi vererek teknemize geri geldik… Gozlerim dolmustu… ama ne duman , is rahatsiz etmisti ne de koku, ne de uzuntudendi… Mutluydum… Yasamda ve olumde… garip bir bag vardi… Bunu hissetmek huzur verdi. Donus yolunda iyice kirmizi dogan gunes Ganj’I o kadar guzel gosteriyordu ki, suya girmek ilk defa hic de pis gorunmedi, ve gun dogumunda nehrin her yaninda suya girip dualar okuyan Hintliler de gayet isikli gorunduler.
Tekne turundan sonra once Mine’yi Delhi’ye ugurlayip, sonra Varanasi gezisi, tapinak muze ziyaretleri, meshur dokuma ipekciler carsisi, alisverisler vb. yine cok sey yaptik ogleden sonraki Kalkuta ucagimiza kadar. Ama ben hala Ganj kiyisinda bir parcamla yakilan atesteydim. Arada da Brezilali cocugun soyledikleri geliyordu aklima. Herkes nasil da farkli hissediyordu ayni noktada olup da… Varanasi’siz bir Hindistan az kalirdi, yarim, can’siz…
Varanasi’den ayrilirken duygum TAM olmakti… Varanasi’de hersey tam da zamaninda, tam da olmasi gerektigi kadar, tam da olmasi gerektigi bicimde oluyordu sanki… Insan’a ufleyip, doldurup oyle ugurluyordu Ganj Ana…
Bu ulkedeki 4. Haftamda Hindistan’in RUHunu Varanasi’de buldum…Sevgiyle, PIRIL