Küba-Mukaddes Uçar Şenkal
May 25, 2013NEPAL…ZİRVELERDEN KALBİME GİDEN BİR YOL…
NEPAL…ZİRVELERDEN KALBİME GİDEN BİR YOL…
‘Yolculuk tıpkı aşk gibidir, hayalleri gerçeğe dönüştürme teşebbüsüdür’ Alain de Botton
Nepal ilk aklıma düştüğün de ; Everest geldi gözümün önüne karlı zirveleri ile… Yol deyince zaten içim kıpır kıpır olduğu için hemen yollara dökülmek istedim… Ama bir yandan da Sinan’ı hiç tanımıyorum ki ? Nasıl olacak dedim…
Seyyahhane toplantısından sonra doğru yerdeyim artık hep buradayım dedim… İlk gezi detayları gelmeye başladıkça heyecan iyice katlandı bende Himalayalar’a doğru kanatlandım sanki… Holi festivali fikri, kulağa o kadar hoş geliyordu ki…
Dünyanın en güzel bahar geleneği Holi Festivali… Havalar ısınmış bitki örtüsü uyanmış çiçekler açmış veee bahar gelmiş. Baharın gelişi buralarda Renklerin Festivali olarak kutlanmaya başlanmış. Hindistan ve Nepal’de kutlanan bu festival ; insanların ilkbaharın gelişini kutlamak amacıyla birbirine attığı renkli ve kokulu tozlar… Sokaklar yollar her yer, renk renk insan… Tam da o zaman Nepal’de olmak lazım en doğru zaman…
Güler yüzlü insanların yaşadığı cennet bir ülke burası. En önemlisi ölümsüzlüğe inanıyorlar; bugün yaptıklarından yarın sorumlu olacaklarını bildiklerinden ona göre yaşıyorlar. Bu mütevazi insanların yaşayışlarını gözlerinizle gördükten sonra farklı hayat görüşleri edinebilirsiniz.
Çocuklarla oynamak, Chıtwan’da fillerle banyo yapmak Pokhara gölünde renk renk kayıkları fotoğraflamak… hangi birini anlatsam bilemiyorum…
200 yıldır hiçbir ülkeyle sorun yaşamamış tarih kitaplarında ‘düşman’ diye bir ifade bulunmayan bir yer burası. 40’dan fazla etnik grup barış içersinde yaşamakta. 70’den fazla dil konuşulmakta. Hümanist Katmandu tüm dünyaya örnek teşkil etmekte… Dünyanın en yüksek (8000 mt üzeri) 14 zirvesinden 8’i buradadır… Dünya kuş çeşitlerinin % 10’u buradadır…
Çok renkli eğlenceli bir ülkedesiniz. Can sıkıntısı nedir bilmeyeceksiniz. Everest uçuşu, kamplı doğa gezileri, yürüyüşler, kano turları… daha neler neler …
Hele ölü yakma törenlerinde nerelere gittim bir bilseniz, bir anlatabilsem. Dev gibi adam bile 2 saatte yandı bitti, küller aktı gitti nehre. Sanırım o an, yaşamın tadını daha çok çıkarma fikri bende doğdu.
Yola çıkmadan kendinize hep şunu söyleyin; o kadar farklı şeyler göreceğim ki hazırlıklı olmalıyım.. Sadular, ayinler, tapınaklar bir taraf da; filler, timsahlar, gergedanlar öbür taraf da…
Halkın arasına girin, doğal yaşamı görün, köylerin içinden geçin, bol bol fotoğraf çekin… En önemlisi doğal hayatın içine akın… nerde yaşıyorlar, ne yiyorlar hepsini gözlerinizle görün. Çünkü insanın kendi gözleri ile görmesi paha biçilemez…
Nepal’de en çok Hindular ve Budistler var. Dinler inançlar birbirinin içine girmiş aynı mumlar tütsüler kokular gibi…
Hindular aynı zaman da Budist sembollere kendi sembolleri kadar saygı duyuyorlar. Bu kadar barışçıl ve insani bir durum başka nerde gördünüz ?
Buradaki temizlik anlayışı daha çok ruhla ilgili bedenler ikinci planda. O yüzden tozmuş pismiş bunlara takılmadan rahat rahat gezin. Geldiğiniz yerdeki kültürü bir kenara bırakın fakirliğe değil yaşayışa odaklanın.
Mottosu aşk şehri olan Katmandu 1960’lı yıllarda hippilerin akınına uğramış. Çiçek çocukları bu şehri sevginin ve barışın simgesi haline getirmiş. Ve bu şekilde tüm dünyanın dikkatini çekmiş buralar. Ziyaretçilerine kapılarını sonuna kadar açmış ki müthiş doğasını kültürel mirasını herkesle paylaşabilsin.
Katmandu leziz yerel mutfağı ile sizi kendisine bağlayacak ayrıca enfes doğa manzaraları ve Budizm kaynağı olan tapınaklar ve mabedleri ile ruhunuza hitab edecek… Mistik şehir Katmandu otantik sokaklar barındırıyor. Ara yollara girin ve sık sık kaybolun…
Dillerini bilmeseniz de gözlerinize bakıp NAMESTE demelerini eminim sizde çok etkileyici bulacaksınız.
Bu coğrafyada yaşam karma felsefesi üzerine kurulmuş o yüzden insanlar yaşamlarına razı olarak yaşıyor.Her gelene aynı güleryüzle yaklaşıyorlar çok mutlular. Çok fazla açlık ve sefalet görülmüyor.
Durbar Meydanı Unesco tarafından korumaya alınmış. Nepal Kralları tarafından inşa edilmiş tapınaklar mabedler saraylar ve avlularla dolu.
Burda nefis bir doğal yaşam var… Nagarkot’ta sabah kahvaltısı için mümkün olduğunca erken kalkın ki Himalayaların sabah manzarasını kaçırmayın… Birbirinizi selamlayın… Bir efsane Himalayaları izlemenin bizi günahlarımızdan arındıracağını söylüyor…
Pazarlık yapılması gereken bir yer Nepal ama hem halk fakir hem de turizmden geçindikleri için fazla ısrarcı olunmaması gerektiği kanısındayım. Bizim için sadece 1 – 2 dolar olan hediyelik eşya onlar için çok önemli. Zaten ucuz bir ülke…
Tapınaklarda yollarda evlerde ağaçlarda her yerde dua bayrakları gördüm… Dikdörtgen şeklindeler. 5 renkten oluşuyorlar.Hepsinde dualar yazılı. Mavi uzay boşluğu, beyaz hava, kırmızı ateş, yeşil su ve sarı toprak demekmiş. Rüzgarda bayraklar dalgalandıkça dualar hastalara şifa dağatıyormuş. Budizm öğretileri dalga dalga yayılıyor…
Müthiş güzel bir melodi çarpıyor kulağıma ve yolculuk boyunca hep kulaklarımda… Anlamını öğrenince de kalbimden gitmiyor… Om dünyada ki ilk sesmiş. Mani mücevher padme nilüfer çiçeği hum ise birlik anlamındaymış. OM MANİ PADME HUM…iyiliğe güzelliğe ulaşabilmek için her şeye sahipsiniz içinizde bir mücevher var nilüfer çiçeği bile çamurda yetişebiliyor… Güzelliğe bakar mısınız ??
Sanatçılar kendi içlerindeki yolculuğun hesaplaşmasını kendi kendilerine yapabilirler; ama en en önemlisi kalp yolculuğunu yani kendi içine yol gitmeyi gezginler başarır…
Benim kalbim buraları böyle gezdi böyle dile getirdi…
Himalayalar’ın gölgesindeki mutlu insanların ülkesi NEPAL sizleri kucaklamaya hazır.
Yol boyunca tüm tapınaklarda dualar ettim herkesin gönlüne göre olsun diye. Ve yaşamıma bir sürü güzel insan ve ruh girdi. Yüzümde gülücüklerle dolaştım durdum.
En güzel ruhlar da Sinan ve Pırıl oldu… Ne kadar teşekkür etsem az…
Sizin de buralara yolunuz düşerse benim için de siz dua eder misiniz ?